Aslında harika bir söyleşi için bilgisayarın başına geçmiştim. Okuduğum müthiş bir romanın yazarıyla yapacağım röportajın notlarını yazmak, kitapla ilgili analizimi kaleme almak istiyordum ama ne olduysa telefon ekranıma düşen sosyal medya bildirimiyle (ki yazarken telefonumu gözümün önünden kaldırırım) tüm konsantrasyonum dağıldı. Bu galiba bu çağın genel rahatsızlığı. Hepimiz ister istemez dikkat eksikliğinden muzdaripiz. O kadar çok uyaran var ki etrafta, duyarsız kalmak, bir işe konsantre olmak mümkün değil. Elimizde telefon olmasa dahi aklımızda bin bir türlü âlem var. Kendine hiç sosyal medya hesabı açmamış kişilere uzaylı gözüyle bakıyoruz. Yalnızlaşmamız arttıkça, fobilerimize yenilerini ekledik. Evet işte yepyeni bir fobimiz daha olmuş, benim yeni haberim oldu; FOMO (fear of missng something) yani bir şeyleri kaçırma korkusu.
Okumaya devam et...
Okumaya devam et...